-----"Efendim, Müjdecim,Kurtarıcım, Peygamberim! Sana Uymayan Ölçü Hayat Olsa Teperim" -----
>
  • <

       
      ysrem18
      Duâ'nın Kabulünün Şartları
     
  • Duâ'nın Kabulünün Şartları
  • 1- Kazâya muvafık olmak, yani sünnetullaha uygun bulunmak,
  • 2- O kimse hakkında duânın kabûlü hayırlı olmak,
  • 3- İstenilen şey muhal olmamak.
  • Duânın kabûlü için âdâbına ve şartlarına riâyet etmek lâzımdır. Bu şartların cümlesi mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gâlib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilâhiyyeye bağlıdır. Binâenaleyh Allah, dilerse kabûl eder, dilemezse etmez. Fakat kul, âdâbına riâyet ederek duâyı bırakmamalıdır.
  • Duânın kabûlünün âni olmasına kullar umûmiyyetle tahammül edemiyecekleri için istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mûl olduğu gibi duâsı mikdarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duâsının eseri hâsıl olmak ihtimâline binâen duâya kabûl olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duâm kabûl olunmuyor" denilmemelidir.
  • Allah Teâlâ Hazretleri icâbet husûsunu, istimrâra; ya'ni geniş zamana delâlet eden muzâri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki, bir zamanla mukayyed değildir, demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabûl eder.
  • Yine âyet-i celîle'de:
  • "Rabbiniz size: "Bana duâ edin ki duânızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakîr olarak cehenneme girerler." (1)
  • Duâ, Cenâb-ı Hak'tan, insanların muhtaç oldukları şeyleri tazarru' ve niyâz ederek kemâl-i tevâzu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaçlarını arz eylemeleridir.
  • Duânın kabûlünün en mühim şartlarından biri de duâ esnâsında Allah Zü'l-celâl Hazretlerinden gayri hiç bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tâm ile ve kat'î sûretde Hak Teâla Hazretlerine yönelmektir.
  • Duâda iki haslet aranır;
  • Birincisi: İzzet-i rubûbiyyeti bilmek,
  • İkincisi: Ubûdiyyetten olan zilleti idrâk edip Rab-binin himâyesine ilticâ ve ihsanından müstefîd olmasını arzu eylemektir.
  • "Ey müşrikler! Sizin âciz ma'bûdlarınız mı hayırlıdır, yoksa muztar olan kimse duâ etdiğinde onun duâsına icâbet eden ve istediğini veren ve o muztar kalan kimseye isâbet eden kötülüğü kaldıran ve sizi yeryüzünün halîfeleri kılan Allah Teâlâ mı hayırlıdır? Allah'la beraber bunları îcâd ve kullarının ihtiyâcını def eden bir ma'bûd var da ona mı ibâdet edersiniz? Düşünceniz ne kadar az ve kısadır. Zîra Kadir'i bırakıp âcize ibâdet edersiniz." (2)
  • Yâni, Ey müşrikler! Sizin Allah'a ortak koşduğu-nuz putlar mı hayırlıdır, yoksa musîbetlerden bir musîbete veya fakîrlik ve hastalık gibi derd ve elemlerden muztar kalıb halâsına çâre arayan bir kimse duâ etdiği zaman duâsını kabul edib musîbeti âfiyyete ve fakrini ğınâya ve hastalığını sıhhate tebdîl etmekle sâhil-i selâmete çıkaran Kaadir ve Kayyum mu hayırlıdır?
  • Elbette kullarının ihtiyâcını def eden ve duâsını kabul edip istediğini veren Allah Teâlâ hazretleri bunlardan hiç birine kaadir olamayanlardan hayırlıdır. Binaenaleyh ma'bûd bi'l-hakk O'dur. O'ndan gayri ibâdete lâyık yoktur. Ve Allah Teâlâ Hazretleri size yeryüzünde tasarrufa kudret verendir. Dolayısıyla Zât-i Ecell ü A'lâya ibâdetiniz lâzımdır.
  • Allah'la beraber başka bir ma'bûd var mı ki gayre ibâdet edersiniz ve siz her ân arkası arkasına gelen ni'metlerin kimden geldiğini düşünmeniz gâyet az olduğundan Azîz ve Kavî Allah'ı bırakıp âciz ve zelîle ibâdet edersiniz.
  • --------------------------------------------------------------------------------------------------------------
  • (1) Gâfir (Mü'min) Sûresi, 60.
  • (2) Neml Sûresi, 62
  •  
     
      Bugün 42 ziyaretçi (86 klik) kişi burdaydı!

    ysrem18.tr.gg

    >>> ESMA’ÜL HÜSNA = VEDA HUTBESİ <<<

     

     

    Veda Hutbesi

    Bismillahirrahmanirrahim

    EY İNSANLAR!

    Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

    İNSANLAR!

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


    ASHABIM!

    Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


    ASHABIM!

    Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

    ASHABIM!

    Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


    İNSANLAR!

    Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

    İNSANLAR!


    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

    hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


    MÜ'MİNLER!


    Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

    MÜ'MİNLER!

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


    ASHABIM!

    Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

    İNSANLAR!

    Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

    İNSANLAR!

    Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

    İNSANLAR!

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

    "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

    Şahid ol yâ Rab!

    Şahid ol yâ Rab!

    Şahid ol yâ Rab!

     

     
     
    Google
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol