-----"Efendim, Müjdecim,Kurtarıcım, Peygamberim! Sana Uymayan Ölçü Hayat Olsa Teperim" -----
>
  • <

       
      ysrem18
      Duâda İhlâs Helâl Lokmanın Önemi
     
    Duâda İhlâs (Samîmıyet) ve Helâl Lokmanın Önemi
  • Nebiyy-i Ekrem Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuşlardır ki:
  • "Bir kimse zâhir ve bâtınını tanzîf ve tathîr ile kırk gün hâlisan Cenâb-ı Allah için amel ve ibâdet ederse kalbi menba'-i hikmet olup lisânından zülâl-i ma'rifet cereyan etmeğe başlar." (1)
  • "Kul ihlâs ile
    "Başka ilâh yok, ancak Allah vardır!" dedikçe hiç bir hicâb onu geri çevirmeksizin bu zikri, Allah'a yükselir. Allah'a vâsıl olunca Allah bu kelimeyi söyleyene nazar eder. Allah'ın nazar ettiği her bir muvahhid kulunu rahmeti içine alması O'nun hakkıdır." (2)
  • "Helâllığında ve haramlığında şübhe bulunan nesneyi terk eyle ve helâl olduğu muhakkak bulunan şeyleri kabul et." (3)
  • Bu hadîs-i şerîf, insan bâtınını haramdan korumak için kemal-i ihtiyât üzere bulunmasının lüzumu hakkında îrâd edilmiş ise de diğer işlerine, sözlerine ve şâir muamelâtına da tatbîk için bir kaide-i külliyye tarzında bulunmuştur.
  • "Niyet eylediğin bir iş için kalbinde havf ve tereddüd olursa o işi yapma." (4)
  • "Haramlardan sakın, insanların en âbidi olursun." (5)
  • "Haram lokmadan neşv ü nemâ bulan bir vücûda lâyık olan cehennem ateşidir." (6)
  • "Cibrîl bana ne zaman geldiyse şu iki duâyı emretti: "Ey Rabbim! Bana temiz rızık ver ve sâlih amel nasîb et." (7)
  • "Allah Teâlâ buyuruyor: Kulum, beni yalnız iken zikrederse ben de onu yalnız zikrederim. Beni bir topluluk içinde zikrederse onu ondan daha hayırlı ve daha büyük bir topluluk içinde zikrederim. (8)
  • "Allah sizden üç şeyi istemiyor: Kur'ân okurken yahud okunurken ileri geri konuşmayı, duâ ederken sesinizi yükseltmeyi, takat getiremiyeceğiniz kadar kendinizi namaza zorlamanızı." (9)
  • "Gizlide yapılan bir duâ, açıkta yapılan yetmiş duâya bedeldir."
  • "Sıkıntılı zamanlarında Allah'ın kendisine icâbet etmesini isteyen kimse rahatlık zamanında duâyı çok yapsın." (10)
  • "İnsanların en âcizi duâdan da âciz olan, insanların en cimrisi selâmı da kıskanan kimsedir." (11)
  • "Ey Rabbiml Şükrünü edâya, Seni zikretmeye ve Sana güzel ibâdet etmeğe bana yardım et!" diyen bir kimse mükellef bir duâ yapmış r. (12)
  • "İyiliğin her çeşidi ibâdetin yarısıdır. Diğer yarısı ise duâdır." (13)
  • "Duâ mü'minin silâhı, dînin direği, göklerin ve yerin nûrudur." (14)
  • "Zaîflerinizin duâları ve ıhlâslarından başka bir şey hürmetine mi nusrete nâil oluyorsunuz?" (15)
  • Çünkü Allah'ın huzûrunda zayıflığını, aczini ve fakrını idrâk ederek ve dünyevî arzulardan kalben alâkasını keserek duâ edenlerin ıhlâsları kuvvetlidir. Bu da rızık ve nusret sebeblerinin en büyüklerindendir. Beş gece vardır ki duâ reddolunmaz: Receb'in ilk i, Şa'ban'ın onbeşinci i, Cum'a gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Kurban bayramı gecesi. Rikkat hâliniz geldiği zaman duâyı ganimet biliniz. Çünkü bu hal rahmettir. (16) "Mü'min bir kul Allah'a duâ eder. Bu esnâda Allah Teâlâ Cibrîl'e: "Bunun duâsına hemen icâbet etme, çünkü sesini işitmek istiyorum." Bir fâcir de duâ edince Allah Teâlâ Cibrîl'e emreder: "Hemen ver şunun istediğini! Çünkü sesini işitmek istemiyorum." buyurur. "Kâfir bir kul Allaha duâ eder, hâcetini ister, derhal yerine getirilir. Mü'min Allah'a duâ eder, icâbeti geciktirilir. Melekler buna üzülürler. Bu nun üzerine Allah Teâlâ buyurur ki: "Kâfirin duâsına hemen icâbet edişimin sebebi bana bir daha dua etmemesi ve beni hatırlamaması içindir. Çünkü onu sevmediğim gibi sesini de sevmiyorum. Mü'minin duâsına da hemen icâbet etmiyorum, beni unutmayıp devamlı zikir etmesi için. Çünkü onu da seviyorum, tazarru'unu da seviyorum."
  • -------------------------------------------------------------------------------------------
  • (1) Keşfü'l-hafâ, 2/224 (Ebû Nuaym'den)
  • (2) Buhârî, Deavât,
  • (3) Buhârî, Büyû', 3; Tirmizî, Kıyame, 60;
  • (4) İbn Hanbel, Müsned, 5/252, 256.
  • (5) Tirmizî, Zühd, 2; İbn Hanbel, Müsned, 2/310.
  • (6) Ramûzü'l-ehâdîs.
  • (7) Müminûn Sûresi, 51 nci âyetin meâlinde bir duâdır.
  • (8) Müslim, Zikr, 3, 18, 19, 21;Buhârî,Tevhîd, 15, 43; Tirmizî, Deavât, 131;İbn Mâce,Edeb, 53, 58;lbn Hanbel,Müsned, 3/351
  • (9) el-Camiûs-Sağîr
  • (10) Tirmizî, Deavât. 9.
  • (11) Keşfü'l-hafâ, 1/142 (Taberânî ve Beyhakî'den)
  • (12) el-Camiû's-Sağir.
  • (13) a.e.
  • (14) a.e.
  • (15) Keşfü'l-hafâ, 1/403 (Ebû Ya'lâ'dan)
  • (16) Buhârî, Cihâd, 76.
  •  
     
      Bugün 42 ziyaretçi (87 klik) kişi burdaydı!

    ysrem18.tr.gg

    >>> ESMA’ÜL HÜSNA = VEDA HUTBESİ <<<

     

     

    Veda Hutbesi

    Bismillahirrahmanirrahim

    EY İNSANLAR!

    Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.

    İNSANLAR!

    Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


    ASHABIM!

    Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


    ASHABIM!

    Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

    ASHABIM!

    Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


    İNSANLAR!

    Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

    İNSANLAR!


    Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki

    hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


    MÜ'MİNLER!


    Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.

    MÜ'MİNLER!

    Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


    ASHABIM!

    Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

    İNSANLAR!

    Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

    İNSANLAR!

    Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.

    İNSANLAR!

    Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

    "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

    Şahid ol yâ Rab!

    Şahid ol yâ Rab!

    Şahid ol yâ Rab!

     

     
     
    Google
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol